Перевод: с турецкого на русский

с русского на турецкий

yemek borusu

  • 1 yemek borusu

    1) воен. сигна́л трубы́ (к обеду / ужину и т. п.)
    2) анат. пищево́д

    Türkçe-rusça sözlük > yemek borusu

  • 2 yemek\ borusu

    пищево́д (м)

    Türkçe-rusça sözlük > yemek\ borusu

  • 3 boru

    горн (м) труба́ (ж)
    * * *
    1) труба́

    boru anahtarı — торцо́вый га́ечный ключ

    boru bağlantısı — соедини́тельная му́фта

    boru bileziği / flençi — фла́нец

    boru dirseği — коле́но трубы́

    boru döşemek — укла́дывать / прокла́дывать тру́бы

    boru gömleği — ко́жух ствола́

    boru haddesi — прока́тка труб

    boru hattı — трубопро́вод

    boru hunisi — растру́б, воро́нка

    dikişsiz boru — цельнотя́нутая труба́, бесшо́вная труба́

    kaynak borusu — сварна́я труба́

    kazan borusu — коте́льная труба́

    petrol borusu — нефтепрово́д

    2) муз. труба́

    boru çalmak — а) игра́ть на трубе́; б) подава́ть сигна́л на трубе́

    ileri borusu çalmak — игра́ть сигна́л "в ата́ку"

    kalk borusu — сигна́л "подъём"

    yangın borusu — сигна́л пожа́рной трево́ги

    yat borusu — сигна́л "отбо́й"

    yemek borusu — сигна́л "на обе́д"

    4) анат., бот. труба́, тру́бка

    nefes borusu — дыха́тельная тру́бка

    5) арго труба́, дрянь ( о делах)

    işi borudur — дела́ его́ дрянь

    Türkçe-rusça sözlük > boru

  • 4 paydos

    1.
    переры́в, час о́тдыха; прекраще́ние рабо́ты

    yemek páydosu — обе́денный переры́в

    2.
    межд. ба́ста!, всё!, коне́ц!

    páydos, vakit geldi! — ба́ста, наста́ло вре́мя!

    páydos etmek — устра́ивать переры́в, отдыха́ть; прекраща́ть (приостана́вливать) рабо́ту

    yapı páydos edildi — рабо́та на стро́йке была́ прекращена́

    páydos borusu çalmak — бро́сить де́ло [на полпути́]

    Büyük Türk-Rus Sözlük > paydos

См. также в других словарях:

  • yemek borusu — is., anat. 1) Besinleri ağızdan mideye ulaştıran kasla çevrili zarsı kanal 2) ask. Yemek vaktini bildirmek için çalınan boru …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karavana borusu — is., ask. Yemek vaktinin geldiğini bildiren boru sesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boru — is. 1) Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir Soba borusu kazanın içinden geçerdi. N. Cumalı 2) Borazan Ankara da ilk sabah boru sesinden uyandım. R. E. Ünaydın Birleşik Sözler boru… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mide — anat., Ar. miˁde 1) Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası 2) mec. Karın, karın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hardal gazı — is. Deriyi tahriş ederek solunum yollarını ve gözleri etkileyen, yiyeceklerle birlikte alınması durumunda yemek borusu ve bağırsaklarda ağır yaralar açan kimyasal silah …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kursak — is., ğı, hay. b. 1) Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin organ 2) hay. b. Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı 3) Kuş kursağı şişirilip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yutak — is., ğı, anat. Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk Birleşik Sözler yutak iltihabı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karavana — is., İt. carovana 1) Genellikle orduda yemek dağıtımında kullanılan büyük metal kap 2) Bu kaptan dağıtılan yemek Bugün karavana çok iyi idi. 3) İnce, yassı elmas 4) argo Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama Birleşik Sözler karavana borusu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yağmur — is. 1) Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 2) mec. Çok ve sık düşen,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • höddük — inek, koyun gibi hayvanalrın ciyerleinin yemek ve nefes borusu …   Beypazari ağzindan sözcükler

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»